29 Kasım 2013 Cuma

Sonbahar doğa gezisi


Geçenlerde Ali Kemal' in okulu bir doğa gezisi düzenledi. O gün Ali Kemal hasta olduğu için maalesef gönderemedim. Zaten bir gün öncesinden kendisi hastayım demeye başlamıştı.
Haklıydı çünkü öksürüğü vardı ve soğuk almıştı. Dışarıda olacakları için doğa gezisine katılmasını uygun görmedim. Hafta sonu havanında açık olması bizim ailece bir doğa gezisi yapmamız için bir sebepti. Küçük Çamlıca korusuna daha önce gitmemiştik. Fakat çok güzel bir yermiş. Çok fazla gezme imkanı bulamamış olsak bile oradaki ördekleri, çocukların özgürce koşup oynayabileceği, kurumuş yaprakların yere yığılmış olmasından dolayı oluşan o güzel sonbahar manzarasını görmeye değerdi. Ali Kemal evden kepçesini de alıp orada toprakla istediği kadar eğlendi. Her ne kadar kıyafeti toprak kir olmasa da her zaman bu fırsatı yakalayamayacağımızı düşünüp istediği kadar oynamasına izin verdim.
Umarım bir sonraki doğa gezimiz daha kapsamlı olur ve farklı yapraklar, kozalaklar hatta doğada bulunan ilginç hayvanları görme fırsatımız olur. Her ne kadar gerçek bir sincap görmemiş olsak bile bu kadarıyla yetindik.


 
 

26 Kasım 2013 Salı

Parmak boya

Kil hamuru atölyesinden getirdiğimiz ve kuruması için beklettiğimiz araba, tavşan, ördek, balık ve ayıcık kalıplarını boyamanın zamanı geldi. Hafta içi kreşte yeterince faaliyet yaptığı için evde yapılacak aktiviteleri artık mümkün olduğunca hafta sonlarına bırakıyorum. Önce boyalarımızı ve fırçamızı aldık ve Ali Kemal heyecanla boyamaya başladı.





Arabaları çok sevdiği için önce arabayı alıp kırmızıyla boyamaya başladı. Daha sonra maviyle tavşanı ve sarıyla ördeği boyadı. Elimizde sadece üç rengimiz sarı, mavi ve kırmızı vardı. Fakat ayıcığı ve balığı henüz boyamamıştık. Boş bir sayfaya kırmızıyı ve sarı boyayı aktardım ve Ali Kemal 'den her iki rengi karıştırmasını istedim.



Bunu yaptıktan sonra hangi renk ortaya çıktığını sorduğumda turuncu cevabını verdi. Böylelikle 2 faklı renkten başka bir renk elde ettiğimizi öğrendi. Aynı şekilde mavi ve sarıyı karıştırınca yeşil oluştuğunu fark etti. Kalıplarımızı boyadıktan sonra boyamaya devam etti. Ve yeterince oynadıktan sonra ellerimizi yıkayıp ortalığı temizledik. Böylece Ali Kemal için hem eğlenceli hem de eğitici bir aktivite oldu.  



22 Kasım 2013 Cuma

Dinozor



Ali Kemalin benden akşamları uyumadan önce okumamı istediği ve severek dinlediği bir kitap.
Daha dünyada arabalar, evler, yollar ve hatta insanlar bile yokken, ormanın bir köşesinde kocaman kahverengi bir dinozor yumurtası duruyordu.
Yumurtalar yavaş yavaş çatırdadıktan sonra dışarı bir Stegosaurus adında bir yavru dinozor çıktı. Ormanda bulunan diğer yumurtalarda çatlayarak açılıp kardeş stegosauruslar  yumurtalarından çıkmaya başladı. Yavru dinozor çok aç olduğu için ormanda bulunan sert kozalakları, otları, dikenli bitkilerin sert meyvelerini yemeye başladı.
Yedikçe büyüdü, büyüdü. Artık o kadar büyümüştü ki iki ağacın arasından geçmek imkansızdı. Fakat dünyanın nasıl bir yer olduğunu merak ettiği için ormanın dışına çıkmaya karar verdi.

Biran etrafın güvenli olduğunu hissetse de aniden devasa bir allosaurusun kükremesiyle korkmaya başladı.  Fakat stegosaurusun dikenli kuyruğu allosaurusun burnuna gelince allosaurus hemen uzaklaşmaya başladı. Bunun üzerine stegosaurus kendisini çok güçlü hissetti. Fakat ormanda  ondan daha büyük dinozorlar vardı. bu diplodocus dinozorlarıydı. Neyse ki sadece yaprak yiyorlardı. Kitabın son sayfasında dinozorların hayatta olması durumunda dünyamızın nasıl olabileceğini anlatmış.
Ali Kemal dinozorları sevdi. Her zaman ki gibi "bende dinozorlardan istiyorum" dedi. Geçenlerde boya fırçası almak için kırtasiyeye gittiğimde ne göreyim? Stegosaurus ve allosaurus karşımda duruyorlardı. Kaçırmadan hemen aldım. Ali Kemal görünce biraz şaşırdı ama çok sevindi. Onlarla oynarken kitapta olduğu gibi stegosaurusun  dikenli kuyruğunu allosaurusun burnuna batırıyor ve kitapta bulunan o bölümü ezberden söylüyor.



20 Kasım 2013 Çarşamba

Kreşteki ilk ev ödevimiz

Kreşten ilk ev ödevimiz geldi. Pazar sabahı Ali Kemal erken kalktı. Kardeşi ve babası uyanmadan sakin sakin ev ödevimizi yapmaya karar verdik. Küçük kardeşimiz uyanırsa abimizi rahat bırakmaz ve konsantrasyonumuz bozulur diye hemen ödevimizin başına geçtik.

Önce yemek yeme kurallarıyla başladık. Yemekten önce yapılan duayı okuyup resimde bulunan tabak, kaşık, çatal ve peçeteyi boyadı. Bu ödevimizi yemek yedikten sonra yapılan duayla tamamladık.

Daha sonra ipte asılı olan çorapları kırmızıya boyamak için Ali Kemal kalem kutusundan kırmızı kalemi bulup çorapların içini bayamaya başladı. Boyama tamamlandıktan sonra biri Ali Kemal' e ait diğeri ise babasına ait çorapları alıp hangisinin büyük ve hangisinin küçük olduğunu cevapladıktan sonra çorap çekmecemizdeki çorapları katladık. Katlamayı ben göstermeden kendisi yaptı. Sanırım okulda göstermiş olmalılar.

Son olarak ödevimizi ev resmini inceleyerek tamamladık. Evde kimlerin yaşadığını söyledikten sonra Ali Kemal aşağıda boş bulunan pençelerin içine evimizde yaşayanların resimlerini boyadı. Önce anneyi, yanına kendisini, alta kardeşini ve daha sonra babasını.

Ev ödevimiz başarıyla tamamlanıp öğretmenimizin kontrolünden geçerek ilk yıldızlı pekiyimizi aldık. :)



12 Kasım 2013 Salı

Küçük Notlar


Kardeşi Mehmet Emin'in sürekli Ali Kemal'in oyuncaklarıyla oynamak istemesi Ali Kemal'i kızdırır. Çamaşırları asmakta olan annesinin yanına gelir ve söylenir: "Keşke Memik Emin karnında olsaydı". :)

11 Kasım 2013 Pazartesi

Kreş şarkısı: kırmızı balık


kırmızı balık gölde
kıvrıla kıvrıla yüzüyor
balıkçı Hasan geliyor
oltasını atıyor
kırmızı balık dinle
sakın yemi yeme
balıkçı Hasan tutacak
sepetine atacak
kırmızı balık kaç kaç

Kil hamuru atölyesi - İyi Cüceler Kitapevi


Uzun zamandır Ali Kemal'e yeni kitaplar almayı düşünüyordum.
Meraklı Minik Ekim 2013 sayısında "Tostoraman" kitabını tanıtmışlar. Hikayesi çok çekici geldi ve daha sonra kitabın ödüllü bir kitap olduğunu öğrendim. Yakınımızda
bulunan bir kaç kitapçıda bulamamış olmanın sonucunda bir çocuk kitapçısı aramaya başladım. Siparişi internet üzerinden vermek istemedim çünkü Tostoraman dışında bir kaç kitap
daha almayı düşünüyordum. Diğer şekilde hayal kırıklığına uğrama imkanı daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Yani kitap seçerken kitabı birebir görmek sayfalarını karıştırıp
gözden geçirmek tercihimdir. Araştırma sonucu " İyi cüceler Kitapevi" yle karşılaştım.

 
 Arayıp Tostoraman kitabın ellerinde olduğunu öğrenip benim için ayırmalarını rica ettim.
Aynı zamanda pazar günü için kil hamuru atölyesi olduğunu öğrendim ve Ali Kemal için kayıt yaptırdım. Evde oyun hamurlarıyla oynuyor fakat kil hamurunu hep merak etmişimdir
ve bu yüzden gitmeye karar verdim. Kil hamuru ince motor hareketlerini geliştirmek parmak kaslarını güçlendirmek için ideal bir malzemedir. Oyun hamurundan daha sert olduğu
için çocuğun kaslarını daha fazla kullanması gerekir.
Ayrıca toprakla oynamak çocuklara her zaman iyi gelir ve sağlıklıdır. Ali Kemal hamur baskılarından daha çok hamuru spatuyla kesmek ve küçük parçalara ayırmakla meşguldü.
Öğretmenimizde zaten bu şekilde en iyisi olduğunu söyledi. Kalıpları daha çok ben çıkardım. Ördek, balık, ayıcık, tavşan ve arabayı poşetimize koyduk. Evde 10 gün boyunca
kuruması için bekletip boyamak üzere bir kutunun içine yerleştirdik.
Atölye saatimiz bitti ve 3 tane kitap alıp iyi cüceler Kitapevinden ayrıldık.


 


 
Kitaplarımız: Tostoraman, Dinozor ve Yeraltında.
Günümüz Fenerbahçe-Galatasaray maçından dolayı trafiğin sıkışık olmasının dışına gayet iyi geçti.

10 Kasım 2013 Pazar

Küçük Notlar

Koltukta uzanmakta olan babası Ali Kemale der: Ali Kemal hadi yanıma gel, beraber uzanalım.
Oyuncaklarıyla oynamakta olan Ali Kemal babasını yanına gitmez. Babası tekrar söyler: Sen küçükken hemen yanıma gelirdin. Gelsene oğlum.
Şaşkın ve aynı zamanda üzgün bir vaziyette Ali Kemal babasının yanına gidip uzanır ve annesine sorar: Anne yaşlandım mı? :)

4 Kasım 2013 Pazartesi

Masal Masal Cuppala

Kitap: Masal Masal Cuppala
Yazar: Yavuz Bahadıroğlu




Babasının Ali Kemal'e almış olduğu kitap. Kitapta 18 farklı masal kısa, öz ve anlaşılır bir şekilde anlatılmış. Cümlelerin kısa ve net olması çocuklar için daha ilgi çekici ve heyecanlı oluyor. Hikayeler kısa kısa anlatıldığı için çocuğu sıkıp bunaltmıyor. Ayrıca her masalın sonunda 2 soru test şeklinde sorulmuş. Hikayelerin hepsi güzel. Ali Kemal en çok "Koca Kartalı" ve "Yalnız Tavşanı" sevdi.
Hatta koca kartalı kendisi sayfalarını çevirip ezberden okuyor.


Koca Kartal




 
Ormanda kartalın minik dostu varmış. Serçecikmiş tek dostu, gözünden sakınırmış onu. Bir gün serçecik, ağaca yuva yapmış. "Yavrularım olacak" diye heyecanlanmış.
Yuvası güzel olmuş, kalbi sevgiyle dolmuş. Ve en mutlu haliyle, yumurtalarına oturmuş. Mini mini yavrular, yumurtadan çıkacakken, bir köylü baltasıyla, ormana girmiş aniden.
Yuvamı bozar diye, serçenin ödü kopmuş. Yüksek kayalıklarda, kartal dostuna koşmuş. "Bir köylü," diye ötmüş, "Kesecek ağacımı. Haydi ona engel ol, dindir büyük acımı."
"Hemen" diyerek kartal, kanatlarını açmış serçeyi sırtına alarak ormana doğru uçmuş. "Yapma, etme köylü dayı. Vurma oraya baltayı. Ağaçta bir yuva var, üzme garip anayı."
Bizi anlamıyor ki, kesti birçok ağacı. Sıra benim ağaçta. Rabbim ne büyük acı. Yavrularım düşerler, kalbim dayamaz buna. Sana derim ey köylü, baltayı vurmasana. Kartal köylüye
kızmış. Pençelerini çıkarmış. Köylü bunu görünce, orman dan uzaklaşmış. Bu masalı okuyan mutlaka ders almalı. Dost olacaksa eğer kartal gibi olmalı.


Yalnız tavşan



O gün yaramaz tavşan, yuvada yalnız kalmış. Canı fena sıkılmış, yalnızlıktan bunalmış. Dolaşmış yana yakıla, oynamamışlar onunla. Çünkü herkes bilirmiş, yaramazlıkta
birinciymiş. Oynamaktan vazgeçip, yuvasına dönerken, bir yavru kirpi görmüş, tek başına oynarken. "Merhaba kirpi kardeş, Nasılsın?" demiş ona. Ve hemen davet etmiş,
kirpiyi bir oyuna. Kirpi "olur" demiş, sevinmiş bu davete. Hemen gelmiş yanına, başlamışlar bir oyuna. Kirpi kızmış bir ara, tavşancığa saldırmış. O sert dikenlerini vücuduna batırmış. Çok ağlamış tavşancık, fena acımış canı. Öyle ki yaramazın, kızarmış her bir yanı. Düşündükçe tavşancık, "Hata bende" diyormuş. Artık dost seçerken, çok dikkat ediyormuş.